Reklam Alanı x Site Geneli
Kule Reklam
Kule Reklam -1
Menu
Reklam Alanı x Site Geneli

İki kişiye aynı anda aşk mümkün mü?

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof.

Reklam Alanı
GİRİŞ: 19 Ağustos 2025 - 11:46
GÜNCELLENME: 19 Ağustos 2025 - 11:47
İki kişiye aynı anda aşk mümkün mü?
Fotoğraf : BEYAZ
Reklam Alanı x Haber Detay
Haber Detay x Reklam Alanı

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aşk ve yeni terimler konusunu değerlendirdi.

Aşk beynin karar alma mekanizmalarını etkiliyor

Aşkın, beynin karar alma mekanizmasını doğrudan etkilediğini ve mantıksal muhakemeyi bastırdığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aşk anında beynin çalışma prensibini şu sözlerle açıkladı:

“Aşkın coştuğu yerde akıl ikinci planda düşüyor birdenbire. Ön beyin Kaptan Köşkü gibi duygusal beyin ile hisseden beyin arasında dengeyi sağlıyor. Ama aşk halinde duygusal beyin coşuyor, mantıksal beyni bastırıyor. Ve karar verici kaptan köşkü olan frontal beyin bölgesi böyle durumlarda sağlıklı karar vermeye zorlanıyor.”

Aşkın zirvesinde beyinde "nörolojik sessizlik" oluyor

Aşk duygusunun zirveye ulaştığı anlarda beyinde "nörolojik sessizlik" adı verilen özel bir durumun ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Tarhan, “Aşık bir kimsenin beyniyle ilgili yapılan çalışmalarda, doruk aşkı yaşadıktan sonra kişinin beyninde nörolojik sessizlik oluyor. Nörolojik sessizlik dediğimiz, beynin bir anda kendini bırakmasıdır. Müthiş bir gevşemiş, rahatlamış, bütün problemler çözülmüş, bütün ihtiyaçlar karşılanmış bir uçma duygusu içerisine giriyor.” dedi.

Leyla ile Mecnun’u psikiyatri kliniğine yatırırdık

Prof. Dr. Tarhan, Leyla ile Mecnun'un "ölümüne aşk" olarak tanımlanan ilişkisinin modern psikiyatri tarafından bir hastalık olarak görüleceğini dile getirerek, “Leyla ile Mecnun bu zamanda yaşasaydı, biz onları psikiyatri kliniğine yatırırdık. Çünkü onlarınki patolojik aşktı. Şu anki aşk ölçülerine göre ölümüne âşık oluyorlar. Böyle bir aşk gelse, biz psikiyatrik tedavi ile onların beynindeki aşkın kimyasallarını bloke ederdik. Patolojik aşktan sağlıklı aşka çevrilebilirdi, tedavi de yapılabilirdi.” diye konuştu.

Olgun aşk insan hayatına katkı sağlıyor

Aşkın doğru yönetildiğinde "olgun aşk" formuna dönüşerek insan hayatına muazzam bir katkı sağlayabileceğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “Eğer yaşadığımız aşkı ‘olgun aşk’ tanımlaması içerisinde belirlersek, o aşk bizim için bir nükleer enerji olur, bizi harekete geçirir, motivasyon kaynağı olur. Aşktaki hormonları doğru yönettiğimiz zaman aşk, insana müthiş bir 24 saat enerji verir, müthiş hareket ve haz verir.” ifadesinde bulundu.

Aşk kelimesinin kökenine de değinen Pof. Dr. Tarhan, kelimenin "körü körüne bağlanmak" anlamı taşıyan sarmaşık kökünden geldiğini hatırlatarak, bu duygunun hem yapıcı hem de yıkıcı potansiyeline işaret etti.

Güvenli bağlanma kalıcı aşkın anahtarı

Aşk ve ilişkilerin psikolojik temellerini analiz eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bir ilişkinin kaderini büyük ölçüde kişilerin "bağlanma stillerinin" belirlediğini ifade etti. Güvenli bağlanmanın kalıcı bir aşkın anahtarı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, yanlış bağlanma modellerinin ilişkilere zarar verdiğini belirtti.

Prof. Dr. Tarhan, kaçıngan bağlanma modeline sahip kişilerin yaşadığı ikilemi şu sözlerle anlattı: “Bağlanma modeli kaçıngan bağlanmaysa o kişi âşık olduğu kişiyi seviyor, ölümüne seviyor ama onun yanına gittiği zaman bırakıyor. Burada iki sebep var: Birisi reddedilme korkusu, diğeri de kavuştuğu zaman aşktaki o heyecanın gittiğini görmesi. O aşk, maşukuna kavuştuktan sonra sönüyor.”

"Sürdürülebilir aşk" var

"Aşk dönüşür mü?" sorusuna "evet" yanıtı veren Prof. Dr. Tarhan, popüler tabirle "sürdürülebilir aşkın" var olduğunu ve bunun bir formülü olduğunu söyledi. Aşkın ömür boyu devam etmesinin önündeki en büyük engelin ego savaşları olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, kalıcı aşkın sırrını şöyle açıkladı:

“Aşk sevginin bir doruk yaşanmasıdır. Sevgi artı iyi iş birliği eşittir sürdürülebilir aşk. Bütün formül iyi iş birliği kurabilmekte. Bakıyorsun iyi niyet var, birbirlerini seviyorlar, aşkla başlamışlar ama bir müddet sonra ego savaşları başlıyor, kişilik savaşları başlıyor. Aşkı en çok sürdürülebilir olmaktan uzaklaştıran şey ego savaşlarıdır.”

Prof. Dr. Tarhan, derin ve kalıcı aşkın içerisinde dostluk ve güven gibi unsurların da barındığını, kültürel kodlarımızda "meveddet" olarak tanımlanan bu derin sevginin, tıpkı ateşi beslemek gibi sürekli duygusal yatırım gerektirdiğini ekledi.

İlk görüşte aşkın sırrı

"Yıldırım aşkı" olarak bilinen ilk andaki yoğun çekimin nörolojik bir gerçeklik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, “Bu, nörolojik bir gerçektir. Kişi, bazı kişilerin beyniyle karşılaştığı zaman konuşmaya başlar. Kendileri konuşmaz ama beyinleri konuşur. Bunun nörobiyolojik araştırmalarında duygusal ayna nöronların beyinde konuştuğu görülüyor. Sevgiye iyi niyet ve samimiyet eklendiği zaman karşı tarafın beynindeki ayna nöronları etkiliyor. İyi niyet ve samimiyet olmayan aşklar ise genellikle erotik aşklardır.” dedi.

 "Love Bombing" tuzağı

Prof. Dr. Tarhan, özellikle manipülatif kişiliklerin ve "avcı" olarak tanımladığı karakterlerin kullandığı tehlikeli bir yöntem olan "Love Bombing"e dikkat çekerek, bu kişilerin, karşı tarafın sevgi ihtiyacını kullanarak onları tuzağa düşürdüğünü belirtti.  

“Avcı erkekler romantizm verirler, erotizm isterler. Avcı kadınlar ise erotizm verirler, romantizm isterler. Bu kişiler, karşı tarafın sevilmeye çok ihtiyacı olduğunu anlar ve onu sevgi bombardımanına tutar. ‘Love bombing’ dedikleri... Aşırı ilgi gösterir, inanılmayacak kadar abartılı övgülerle yaklaşır.” diyen Prof. Dr. Tarhan, bu tuzağa özellikle çocukluğunda yeterli övgü ve takdir görmemiş kişilerin kolayca düştüğünü ifade etti.

Prof. Dr. Tarhan, manipülasyon döngüsünü, “Bu tuzağa düşen kişiyi kendine bağlar. Bağladıktan sonra birdenbire ilgisini keser. Kestikten sonra o kişi kovalamaya başlar. Kovalamaya başladıkça da onu aşağılar, değersizleştirir ve kendisine 'Ben olmasam sen bir hiçsin' der. Duygularını sömürerek bir köle-efendi ilişkisi kurar.” diye anlattı.

Duygusal sınırlarınızı iyi çizerseniz narsist haddini bilir

İlişkilerde yaşanan sorunların temelinde, partnerini bir birey olarak değil, bir "uzuv" gibi gören anlayışın yattığını dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu durumu bir köle-efendi ilişkisine benzetti. Narsistik eğilimlere karşı baştan itibaren sağlıklı sınırlar konulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, sorumluluğun tek taraflı olmadığını söyledi.

Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

“Eşini uzvu gibi görüyor, 'yat' deyince yatmasını, 'kalk' deyince kalkmasını istiyor. Çoğu zaman bunu da kasten yapmıyor, karakterinin gereği olarak yapıyor. Burada ilk baştan sağlıklı sınırlar koyamazsanız köleleşirsiniz. Bütün kusuru narsistlere vermemek gerekir. Duygusal sınırlarınızı iyi çizerseniz narsist haddini bilir. Kızar ama saygı duyar ve sevgiyle saygı dengesini oluşturabilir.”

Aşkı yönetebilmek, beyindeki eczaneyi yönetebilmek gibi 

Aşkın nöropsikolojik temellerine inen Prof. Dr. Tarhan, ilk andaki yoğun duygunun beyinde yüksek miktarda dopamin salgılanmasından kaynaklandığını söyledi.

Prof. Dr. Tarhan, bu hormonun etkilerini ve aşkın bir sonraki aşamasını şöyle anlattı:

“Aşk duygusunda ilk anda beyin müthiş dopamin salgılar. Dopaminin iki özelliği vardır: Müthiş bir haz verir ve müthiş bir odaklanma verir. Kişi başka bir şey düşünemez hale geliyor. Eğer kişi aşkına anlam katarsa serotonin devreye giriyor. O kişi onun dışında, kadınlarda bağlanma hormonu olan oksitosin, erkeklerde ise başarı ve sahiplenme hormonu olan vasopresin salgılanır. Aslında aşkı yönetebilmek, beynimizdeki eczaneyi yönetebilmek gibi bir şeydir.”

“Aşkı bir tehdit gibi görmeyelim, bir kriz gibi görelim”

Aşk duygusunun mantığı devre dışı bırakabilen gücüne dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, bu durumu bir tehdit olarak görmektense, yönetilmesi gereken bir "kriz" olarak ele almayı önerdi. Hazırlıklı olmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, şu tavsiyelerde bulundu:

“Aşkı bir tehdit gibi görmeyelim, bir kriz gibi görelim. Çünkü krizlerin tehdit boyutu vardır, fırsat boyutu vardır. Hayatımızdaki bu olağanüstü durum için kriz planı gibi bir hazırlığımız olması lazım. Sadece hazza odaklanırsanız aşkı kendi elinizde mahvedersiniz.”

Mükemmel aşk var mı?

"Mükemmel aşk" arayışının baştan kaybetmek anlamına geldiğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, gerçekçi beklentilerin ve ortak hedeflerin sürdürülebilir bir ilişki için şart olduğunu belirtti. Mevlana'nın pergel benzetmesine atıfta bulunan Prof. Dr. Tarhan, sağlıklı aşkın formülünü şöyle özetledi:

“Mükemmel aşk yoktur. Bunu kabul edeceğiz. Aşık olduğunuz kişiyi olduğu gibi kabul etmelisiniz. Onu değiştirerek kabul etmeliyim derseniz yine aşkı kaybedersiniz. Âşık olmak birbirinin gözünün içine bakmak değil, birlikte ortak bir hedefe bakmaktır. Mevlana’nın örneğidir; pergel gibi olmak... Bir ayağın realitede olsun, bir ayağın idealizmde. Gerçeklerden korkmayan bir ilişki, sürdürülebilir aşkı ortaya çıkarır.”

Prof. Dr. Tarhan, özellikle 22 yaşından önceki aşkların daha çok "kara sevda" niteliği taşıdığını ve pek çok insanın hayatında karşılıksız veya travmatik bir aşk deneyimi olduğunu belirterek, bu durumun insani ve doğal bir süreç olduğunu ifade etti.

Yaşanan aşk deneyimi bir öğretmendir

İlişkilerde kontrolcü ve narsist kişiliklere karşı sağlıklı sınırlar çizmenin önemine değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaşanan fırtınalı aşkların kişiyi geliştiren birer öğretmene dönüşebileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Tarhan, “Yaşanan aşk deneyimi bir öğretmendir. O kişiye bir şeyler öğretir ve oradan duygusal olarak güçlenerek çıkabilir. NB tarzdaki yaşanan duygusal travmalara geliştiren travma diyoruz. Güçleniyor, geliştiriyor, bir şeyler öğreniyor. Duyguları ya yönetmeyi öğreniyor. Duyguları yönetmeyi öğrendiği zaman insan hayatında dibe vurmaz, tekrar yüzeye çıkmayı başarır. Buradaki kötü şey aşkı hiç yaşamamış olmaktır.” dedi.

Vazgeçmeye başlamak, büyümenin işareti

Gerçek aşkın, yanıcı hidrojenle patlayıcı oksijenin birleşip hayat kaynağı olan suya dönüşmesine benzediğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Hidrojen ve oksijen atmosferde özgürdür. Biri yanıcı, diğeri patlayıcıdır. Ama ikisi bir araya gelince söndürücü su olurlar. Özgürlükleri gider ama başka bir yaşam formuna, hayat kaynağına dönüşürler. Aşık olan kişiler de kendi hayalindeki aşk nesnelerinden ve vasıflarından vazgeçtikçe aşk, olgun aşka dönüşüyor. Vazgeçmeye başlamak, büyümenin işaretidir.” diye konuştu.

Empati olmayan sevgi bencilce

Prof. Dr. Tarhan, sevginin olgun bir aşka dönüşmesi için en temel unsurun empati olduğunu dile getirerek, empatinin Türkçedeki en doğru karşılığının "insaf" kelimesi olduğunu ve “Hayatı insaflı bir insan, sadece kendi penceresinden bakmaz, karşı tarafın penceresinden de bakar. %50 ben, %50 o diye bakar. Empati olan sevgi aşka dönüşür. Empati olmayan sevgi ise bencilcedir ve kırılmalara neden olur.” ifadesinde bulundu.

Platonik aşklar patolojik hale dönebilir

Karşılıksız ve platonik aşkların tehlikelerine de değinen Prof. Dr. Tarhan, bu durumlarda kişinin karşısındakine değil, kendi zihninde yarattığı ideale aşık olduğunu söyledi. Bu durumun tedavi gerektiren patolojik bir hale dönüşebileceğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “O kişiler aşkın kendisini seviyor, aşk duygusunu onda uyandırdığını seviyor. Kendi kendini hipnotize ediyor ve sahte bir dünya oluşturuyor. Bu, otistik bir yaşam biçimine dönüşüyor. Beyin görüntülemelerinde bu kişilerde aşırı stres hormonu salgılandığını görüyoruz ve bu durum ilaç, hatta hastaneye yatış gerektiren vakalar haline gelebiliyor.” dedi.

Biten aşkın travmaya dönüşmemesi için…

Prof. Dr. Tarhan, biten bir aşkın travmaya dönüşmemesi için zihinsel bir çerçeveye oturtulması ve vedalaşılması gerektiğini dile getirerek, “Kişi, biten aşkı mantıksal bir çerçeveye oturtursa onu uzak belleğe koyar. Bunu yapamayanlar vedalaşamıyor, ayrışamıyorlar. Aşkın bitmesinin travmatik olmaması için bir acı çekilir. Eğer bu acı 6-8 haftadan uzun sürerse, tedavi gereken bir durumdur.” diye konuştu.

Bir erkek iki kadına aşık olabilir mi?

Prof. Dr. Tarhan, bir erkeğin iki kadına birden romantik anlamda aşık olmasının gerçekçi olmadığını da kaydederek, “Bu yeni aşk değildir, yeni bir maceraya girmektir. Aşk, dürüstlük olursa sürdürülebilir. İlişki tanımlanmalıdır; sözlü müsün, nişanlı mısın, evli misin? Tanımlanmayan ilişki, tarafların kendini hep ‘harcanabilir’ görmesine neden olur ve travmalara açık hale gelir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı : BEYAZ

Bu haber toplamda 61 kez okunmuştur.
Haber Detay x Reklam Alanı
BENZER HABERLER
Haber Detay x Reklam Alanı

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir

Haber Detay x Reklam Alanı
Haber Detay x Reklam Alanı
PUAN DURUMU
O AV P
1 Galatasaray Galatasaray 15 32 36
2 Trabzonspor Trabzonspor 15 27 34
3 Fenerbahçe Fenerbahçe 15 32 33
4 Göztepe Göztepe 15 18 26
5 Beşiktaş Beşiktaş 15 26 25
6 Samsunspor Samsunspor 15 22 25
7 Gaziantep FK Gaziantep FK 15 23 23
8 Kocaelispor Kocaelispor 15 12 19
Tamamını Göster
15 Kasımpaşa Kasımpaşa 15 14 14
16 Eyüpspor Eyüpspor 15 10 13
17 Kayserispor Kayserispor 15 15 13
18 Karagümrük Karagümrük 15 13 8
O AV P
1 Pendikspor Pendikspor 16 29 32
2 Amed Sportif Amed Sportif 15 33 32
3 Esenler Erokspor Esenler Erokspor 16 39 31
4 Bodrum FK Bodrum FK 16 36 30
5 Arca Çorum FK Arca Çorum FK 16 25 28
6 Iğdır FK Iğdır FK 16 27 28
7 Erzurumspor Erzurumspor 16 28 26
8 Bandırmaspor Bandırmaspor 16 20 26
Tamamını Göster
17 Manisa FK Manisa FK 16 23 16
18 Ümraniye Ümraniye 16 13 15
19 Hatayspor Hatayspor 16 15 5
20 A.Demirspor A.Demirspor 16 12 -16
O AV P
1 Arsenal Arsenal 15 28 33
2 M.City M.City 13 35 31
3 Aston Villa Aston Villa 15 16 30
4 C.Palace C.Palace 15 20 26
5 Chelsea Chelsea 15 24 24
6 M. United M. United 15 26 25
7 Everton Everton 15 14 24
8 Brighton Brighton 15 25 23
Tamamını Göster
17 N. Forest N. Forest 15 14 12
18 West Ham United West Ham United 15 17 13
19 Burnley Burnley 15 16 10
20 Wolves Wolves 15 8 2
O AV P
1 Bayern Munih Bayern Munih 13 44 37
2 RB Leipzig RB Leipzig 13 22 29
3 B. Dortmund B. Dortmund 13 23 28
4 Leverkusen Leverkusen 13 28 23
5 Hoffenheim Hoffenheim 13 25 23
6 VfB Stuttgart VfB Stuttgart 12 21 22
7 E. Frankfurt E. Frankfurt 13 28 21
8 FC Köln FC Köln 12 21 15
Tamamını Göster
15 Wolfsburg Wolfsburg 13 17 12
16 FC Heidenheim FC Heidenheim 13 10 11
17 St. Pauli St. Pauli 13 10 8
18 Mainz 05 Mainz 05 13 11 6
O AV P
1 Barcelona Barcelona 14 47 40
2 Real Madrid Real Madrid 16 29 36
3 Villarreal Villarreal 15 31 35
4 Atletico Madrid Atletico Madrid 16 28 31
5 Espanyol Espanyol 15 19 27
6 Real Betis Real Betis 14 22 24
7 Athletic Bilbao Athletic Bilbao 16 14 23
8 Getafe Getafe 15 13 21
Tamamını Göster
17 Mallorca Mallorca 14 15 14
18 Girona Girona 15 13 12
19 Real Oviedo Real Oviedo 15 7 10
20 Levante Levante 15 16 9
O AV P
1 AC Milan AC Milan 14 22 31
2 SSC Napoli SSC Napoli 14 22 31
3 Inter Inter 13 32 27
4 Roma Roma 14 15 27
5 Bologna Bologna 14 23 25
6 Como Como 13 19 24
7 Juventus Juventus 14 18 23
8 Sassuolo Sassuolo 13 19 20
Tamamını Göster
17 Lecce Lecce 14 10 13
18 Pisa Pisa 14 10 10
19 Verona Verona 14 8 6
20 Fiorentina Fiorentina 13 10 6
O AV P
1 Lens Lens 15 26 34
2 PSG PSG 15 32 33
3 Marsilya Marsilya 15 35 29
4 Lille Lille 14 29 29
5 Lyon Lyon 15 21 24
6 Rennes Rennes 15 24 24
7 AS Monaco AS Monaco 15 26 23
8 Strasbourg Strasbourg 15 25 22
Tamamını Göster
15 Le Havre Le Havre 15 13 15
16 Auxerre Auxerre 15 11 12
17 Nantes Nantes 14 13 11
18 Metz Metz 15 15 11
O AV P
1 PSV Eindhoven PSV Eindhoven 14 46 40
2 Feyenoord Feyenoord 15 41 34
3 NEC Nijmegen NEC Nijmegen 15 39 27
4 Ajax Ajax 15 28 20
5 Alkmaar Alkmaar 15 28 25
6 FC Groningen FC Groningen 15 21 23
7 FC Utrecht FC Utrecht 15 26 22
8 FC Twente FC Twente 15 23 21
Tamamını Göster
15 FC Volendam FC Volendam 15 19 14
16 Heracles Heracles 14 22 14
17 NAC Breda NAC Breda 15 15 12
18 Telstar Telstar 15 17 11
Reklam Alanı x Site Geneli
Reklam Alanı x Site Geneli